Bizden Haberler< Geri dönün

6.9.2013

Yeni Sınav Sistemi Üzerine...

Yeni Sınav Sistemi Neler Getiriyor

Değerli Anneler ve Babalar,

4 Eylül 2013 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yapmış olduğu basın açıklaması, özellikle 8. sınıf öğrenci ve velileri için uzun süredir gündemde olan sınav konusunu biraz da olsa açıklığa kavuşturmuştur.
Geçtiğimiz yıl yapılan açıklamalarda, öğrenci performansını bir defalık yapılan bir sınav sonucuna bağlı olarak değerlendirmek yerine, geniş bir sürece yaymak amacıyla bugüne kadar yapılan Seviye Belirleme Sınavlarının (SBS) artık kalkacağı defalarca belirtilmişti.
8. sınıf sonunda yapılan bu sınavların olumsuz yönlerini bir kez daha hatırlamakta yarar olduğu düşüncesindeyim:
* Zorunlu eğitim dönemi olarak tanımladığımız ilk 8 yıllık dönemin özellikle 2. kademesinde sınava odaklanılması nedeniyle, bu dönemde öğrencilerin temel beceri alanlarındaki gelişimlerinin tamamlanmaması
* Okullardaki eğitim-öğretime güven kaybının oluşması ve velilerin sadece sınav odaklı çalışan başka kurumlara yönelmesi
* Okullar arası rekabetin; okulun genel başarısından çok, öğrencilerin sınavlardaki net soru başarısı üzerinde şekillenmesi
* Öğrencinin okul dışında geçirdiği zamanın çoğunun sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimini destekleyici etkinlikler yerine sınava hazırlık çalışmalarına ayrılması
* Okullar arası rekabet nedeniyle, bazı okulların etik olmayan tavır içinde gerçek dışı not uygulamaları yaparak, adil olmayan ortam ve sonuç yaratması
* Ergenlik dönemine yeni girmiş öğrencilerin üzerinde, içinde bulundukları dönem nedeniyle başa çıkamayacakları ciddi bir kaygının oluşması
sınavların yarattığı olumsuz sonuçlardan sadece birkaçı.
Bu olumsuzlukların ortadan kalkması için eğitim sistemimizin güncellendiği şeklinde bir açıklama yapılmıştır. Gerçekten olumsuzluklar kalkacak mı yoksa yeni model beraberinde yeni sorunları da mı getirecek? Değişimlere tek tek bakalım:
• 6 temel ders ortak değerlendirme kapsamına alınacak. Ortak değerlendirmeler, her dönem iki yazılısı olan derslerden birincisi, üç yazılısı olan derslerden ise ikincisi olmak üzere, akademik takvime göre işlenen müfredatı kapsayacak şekilde yapılacak.  Bu; yılda 12 sınavın merkezi sistem tarafından yapılması anlamına gelmektedir ki,  tek bir sınav sonucuna bağlı kalınmaması nedeniyle olumlu bir gelişme olarak görülmektedir. Sadece güncel müfredata bağlı kalınması nedeniyle de farklı uygulamaların önüne de geçmiş olacaktır. 

• Ortak değerlendirmeler her dönem iki okul gününe yayılarak yapılacak, o günlerde okullar tatil edilecek. Bunu bir günde tahminen 3 sınavın olması şeklinde yorumlayabiliriz. Sınavların öğrencilerin kendi okullarında yapılması durumunda, gözetmenlerin kesinlikle, söylenildiği gibi,  farklı okul öğretmenlerinden oluşması gerekmektedir. Aksi takdirde, bir zamanlar öğrencilerin notlarıyla oynayan ya da iki karne veren okulların bu defa ne yapacağı konusunda fazla düşünülmesine gerek kalmayacaktır.

• Sorular çoktan seçmeli (4 seçenekli) olacak. Yanlış cevaplar doğru cevapları etkilemeyecek. Ortak değerlendirmeler orta ve uzun vadede açık uçlu soruları da içerecek hale dönüştürülecek.  Öğrenciler çoktan seçmeli soru çeşidine aşina oldukları için zorluk çekmeyeceklerdir. Yanlış cevapların doğruları etkilememesinin hem olumlu hem de olumsuz yanı bulunmaktadır: öğrencinin her durumda en az %25 şansı olacaktır ancak bunu bilerek “atma”  hakkını kullanması, sınav sonucunda eksikliklerinin tam olarak belirlenmesini engelleyecektir. Açık uçlu sorularda çıkabilecek en önemli sorun, değerlendirme cetvelinin doğru yapılmaması ve adil olarak kullanılmaması olacaktır.

• Öğrencinin 6, 7 ve 8. sınıf yılsonu başarı puanlarının aritmetik ortalamasının %30’u ile 8. sınıf ağırlıklandırılmış merkezi sınav puanının %70’inin toplamı, yerleştirmeye esas puanı oluşturacaktır.  Ortaöğretime geçiş puanının tek bir yıl ve sınava bağlı olmaması, öğrencinin daha fazla şansa sahip olması anlamına gelmektedir. Bu da, yeni modelin en olumlu tarafı olarak görünmektedir.  Ağırlıklı aritmetik ortalamanın alınması ve bu ortalamanın sadece %30’unun kullanılması notların değiştirilmesi halinde bile sonuçta fazla bir değişikliğe neden olmayacaktır.

• Yerleştirmeye esas puan, öğrencinin bir sonraki eğitim kademesinde devam edeceği okulun belirlenmesinde kullanılacak. Öğrencilerin yaptıkları okul tercihleri puan esasına göre değerlendirilecek ve yerleştirmeler merkezi olarak elektronik ortamda gerçekleştirilecek.
Düşünülenin aksine sınavla öğrenci kabul eden okullar varlıklarını sürdüreceklerdir. Öğrenciler;  daha önce tek sınav sonucuna göre tercih yaparken, yeni modelde sürece yayılmış bir değerlendirme sistemi sonucunda tercihlerini belirleyecekler, yerleştirme ise yine merkezi sistem tarafından bu tercihlere göre olacaktır.

• Aynı puanı alan öğrenciler, tercih önceliği, sırasıyla 8, 7 ve 6. sınıflardaki yılsonu başarı 
puanı yüksekliği ya da okula özürsüz devamsızlık oranının azlığı dikkate alınarak yerleştirilecekler.
 Her üç gereklilik de adil bir yerleşimi beraberinde getirirken, okula hak ettiği önemi de geri vermektedir. Bu durumda, hem öğrencinin okuldaki performansı önem kazanırken hem de özellikle sınava yakın tarihlerde artan devamsızlığın önüne geçilmiş olacaktır.
Eğitim sistemimizde yaşadığımız sürekli değişimin hem eğitimcilerde hem de veli ve öğrencilerde kaygıların artmasına neden olduğu bir gerçektir. Her defasında “Bu yıl ne değişecek?” sorusu ile yeni döneme başlamak çok kolay başa çıkılacak bir durum değil ne yazık ki. Ancak eğer açıklandığı şekliyle uygulama başlatılır ve sürdürülürse, uzun süredir özlenen “okul” kavramına yeniden kavuşacağımıza dair ümitlerimiz tazelenecektir.
Her uygulamanın mutlaka aksayan tarafı olacaktır. Bizlerin beklentisi ise, bu aksaklıklar belirtildiğinde ivedi çözümlerin getirilmesidir.  Bununla beraber, bazı okullar kimliklerini unutup, birer ticari şirket anlayışı içinde varlıklarını sürdürürlerse, hangi sistem gelirse gelsin, adil sonuçların alınmasını engelleyecek uygulamaların önüne geçmek zor olacaktır.
Hepimizin ortak hedefi; düşünebilen, çözüm üretebilen, yorum geliştirebilen, duygu ve düşüncelerini doğru aktarabilen, yaratıcı ve özgür gençlerin sayısının artması ve bu gençlere hak ettikleri öğrenme ortamlarının sağlanmasıdır.
2013-2014 Eğitim-Öğretim yılının daha fazla değişim olmadan, sağlık, huzur ve başarı ile geçmesini dileriz.