Bizden Haberler< Geri dönün

8.10.2013

İstanbul Anlatıyor 2

Öğretmenim, babaannem de öğrenciyken hep Baylan’da buluşurmuş arkadaşlarıyla!

Yaşayarak öğrenmek bizim olmazsa olmazlarımızdandır. Bu cumartesi, sonbaharın oldukça serin bir günü olmasına rağmen üşenmedik ve Kadıköy’ e doğru yola çıktık.
 

    

Keyifli bir vapur yolculuğunun ardından yapımı iki yıl içinde tamamlanan Haydarpaşa Garı'nı gezerken, Alman mimarisi ve Alman mimarlarını hakkında konuştuk. Buradan Kadıköy'e inip 37 yıl aradan tekrar kullanılmaya başlanılan tramvay ile 2.6 kmlik nostaljik bir seyahat yaptık. Moda çay bahçesinde ada çaylarımızı yudumlayarak biraz enerji topladık.

  

Kısa bir yürüyüşten sonra geçmişte Sultan Abdülmecit’e ait olan Barış Manço Müzesi’ne gezip “adam olacak çocuklar” ile sanatçıyı yakından tanımaya çalıştık. Bahariye Caddesi'nde yaptığımız yürüyüş ile Altıyol’ a vardık. Altıyol'un merkezinde duran ve Fransız' ların gücünü sembolize eden boğa heykelinin 1864 yılında Paris’te yapılıp, savaşı kazandıktan sonra Almanların heykeli ülkelerine götürdüklerini öğrendik.  Öğrencilerimiz, I. Dünya savaşında Türkiye'nin Almanya’ya desteğinin  bir “teşekkür"ü olarak heykelin ülkemize hediye edildiğini ve  Beylerbeyi Sarayı’nda bir süre kullanıldıktan sonra 1969'da  Kadıköy’e getirilen ilginç öyküsünü artık biliyorlar. 

M.Ö 675 yılında Chalcedon adıyla kurulan Kadıköy bölgesindeki gezimiz tarihi çarşıyı gezerek devam etti. Çarşının merkezinde bulunan timsah heykellerinin bir efsaneye dayandığını, bu efsanenin Kadıköy'de bir kuyuda timsahların değil, kertenkelelerin yaşadığını, efsanenin aslında basit bir çeviri hatasından kaynaklandığını öğrenen öğrencilerimiz çok şaşırdılar. 

  

Bu kadar yeni bilgi ve keyifli bir gezinin ardından günümüzü, 1923 yılından buyana varlığını sürdüren ve orijinal adı “l’orient” olan Baylan Pastanesi’nde noktaladık. Öğrencilerimiz bu tarihi pastane ile ilgili aile anılarını paylaşırken meşhur “Cup de Griye” lerini yedikleri bir geziyi daha bitirmiş oldular.

Vedalaşırken öğrencilerimizin konuşmalarında  “Öğretmenim, sadece İstanbul’u değil, Ankara’yı, Bursa’yı ….ve Almanya’yı da böyle keşfe çıkalım “ gibi cümleler vardı…

İstanbul’ un kaşifleriyle bu geziye iyi ki de çıkmışız. Gezi sonunda üşümüş bile olsak bir sonraki gezide buluşmak üzere sözleştik.  26 Ekim’de bakalım yolumuz nerelere düşecek?